MHP Lideri Bahçeli'den Kapsamlı Terörsüz Türkiye Vurgusu: Lübnan ile Kıyaslama Yapmayın!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörsüz bir Türkiye vurgusu yaparak önemli açıklamalarda bulundu. ''Türkiye, Lübnan'la kıyaslanamaz. Buna kimsenin gücü yetmez'' ifadesini kullandı.

MHP Lideri Bahçeli'den Kapsamlı Terörsüz Türkiye Vurgusu: Lübnan ile Kıyaslama Yapmayın!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, güncel meseleler üzerine dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, ''Türkiye, Lübnan ile kıyaslanamaz. Bunun altından kalkacak kimse yoktur. Alevi de Kürt de bizim evladımızdır'' ifadelerini kullandı.

Devlet Bahçeli'nin açıklamaları şöyle gerçekleşti:

Milliyetçi Hareket Partisi, ülkemizi doğrudan etkileyen veya dolaylı olarak ilgilendiren her konuyu güçlü bir düşünce yapısı ve etkili siyasi mücadele anlayışıyla ele alarak kalıcı ve köklü çözümler sunma yetisine sahiptir; bu noktada doğru olan budur. Türk milliyetçiliği, aziz Türk milletinin bağımsızlık sigortası ve tarihi kimliğinin var olma güvencesidir. Milliyetçi Hareket Partisi’nin ayrımcılığa, bölücü politikalara, etnik ve mezhepsel temelli parçalanmaya karşı duruşu herkes tarafından bilinir ve toplumsal vicdanda yerleşmiştir.

Bu çerçevede, kimsenin fikrini almak, öğrenmek ya da ders almak gibi bir niyetimiz de yoktur. 18 Temmuz 2025 tarihinde kapalı bir ortamda gerçekleştirilen Merkez Yönetim Kurulu ve Merkez Disiplin Kurulu Ortak Toplantısı'nda, şahsım tarafından Türkiye’yi yakından ilgilendiren önemli konu başlıkları hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Bunlar arasında, terörsüz bir Türkiye hedefine yönelik olumlu gelişmelere özel bir yer ayrılmıştır.

Fakat, Cumhuriyet tarihimizin 102 yılı boyunca etnik ve mezhepsel bölücülük sürekli olarak ülkede huzursuzluk yaratmıştır. Mantıklı ve vicdan sahibi hiçbir insan bu acı gerçeği inkâr edemez. Yeni yüzyılda “Terörsüz Türkiye” anlayışı ile birlikte etnik ve mezhepsel ayrışma hayalleri de suya düşecektir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin sunduğu siyasi ve hukuki olanaklar, milli birlik ve kardeşliğin güçlenmesini sağlayacaktır. Bunun yapılandırılması da eşkenar üçgen olarak tanımlanan bir siyasi ve hukuki düşünce kalıbında ifade edilmiştir.

"TEKLİFLERİ LÜBNAN İLE BAĞDAŞTIRMAK ÇARPITMA VE YANLIŞ ANLAŞILIŞTIR"

Örneğin, 11 Kasım 2024 tarihinde yapılan ağaçlandırma kampanyası bağlamında, Türk devlet geleneğine uygun olarak partimizin önüne dikilen ağaçlardan esinlenilmiş; köknar ağacı yürütme, mavi ladin yasama, sedir ağacı ise bağımsız yargıyı temsil etmiştir. Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı makamının önerildiği bir durum da bu bağlamda gündemde olmuştur. Türkiye’nin ruhunu yok eden, enerjisini emen ve büyük sosyal ve ekonomik maliyetler doğuran etnik ve mezhep kökenli dayatmalara karşı, Terörsüz Türkiye hedefinin sürdürüldüğü bu dönemde, bir Cumhurbaşkanı Yardımcısının Alevi ve diğerinin Kürt olması fikri tartışılmıştır. Ancak bu öneriyi Lübnan’la ilişkilendirmek, bir kere daha yanlıştır ve içten bir düşünceyi saptırma çabasıdır.

Türkiye’yi, Lübnan ya da benzeri bir ülkedeki karmaşık ve istikrarsız duruma dönüştürmeye cesaret edecek, buna kalkışacak hiç kimse mevcut değildir. Beyrut’un karamsar akşamlarına özlem duyan ve tarihsel mirası çiğneyerek ortaya atılan bu fikirleri karalama çabası, acınası bir fırsatçılıktan başka bir şey değildir. Cumhuriyet Halk Partisi yıllarca Alevi kardeşlerimizi siyaset malzemesi haline getirmiş, Kürt toplumu üzerinde de oyunlar oynamıştır. Ancak birçok yalan ve tehlikeye rağmen Aleviler ve Kürtler düşmanca kurulan tuzaklara düşmemişlerdir. Kimse engel olmamıştır ve hiç kimse kimseye yönelik bir kısıtlama getirmemiştir.

"HERKES EŞİT, HİÇBİR FARKLILIK YOKTUR"

İster Alevi ister Kürt olsun, herhangi bir Cumhurbaşkanı adayının yüzde 50 oy oranını geçtiği zaman demokratik ve milli iradenin hükmünü hiçe saymayı düşünmesi de olasılık dışıdır. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Burada üstün olan hukuk ve hukukun üstünlüğüdür. Vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes, kökeni, mezhebi, yöresi veya anadili ne olursa olsun, hukukun önünde eşittir ve aynı zamanda Türk milletinin onurlu mensuplarıdır. Hiç kimsenin kimseye ayrıcalığı veya imtiyazı yoktur. Ancak etnik ve mezhepsel bölücü düşüncelerin “Terörsüz Türkiye” hedefinin yanında tamamen gündem dışı kalmasını sağlamak amacıyla fikrin başka yönlere çekilmesi, ahlaki ve tarihi açıdan yanlıştır.

"CAMİ DE BİZİM, CEMEVİ DE BİZİM"

Türkiye ve Türk milletinin aydınlık geleceğini karartmaya çalışanların, kendilerine ait zehirli düşünceleriyle milliyetçilik yarışına girmesi oldukça çirkin bir davranıştır. Biz, karanlığın arkasına saklanarak aydınlığa saldıranların ne dediğine değil, halkımızın ne söylediğine ve tarihimizin neye işaret ettiğine odaklanıyoruz. Görüşümüzden asla bir adım geri atmamız mümkün değildir. Kapalı toplantıdaki ifadelerimin bir şekilde sızdırılması ve bu durumun mal bulmuş mağribi gibi kullanılmasının zamanlaması manidar bir gelişmedir. Milliyetçi Hareket Partisi, her türlü saldırıya göğüs germeye hazırdır. MHP ve Cumhur İttifakı, Türkiye’nin etnik ve mezhepsel ayrışmaya maruz kalmasına asla müsaade etmeyecektir. Alevi de bizimdir, Kürt de bizimdir. Cami de bizimdir, Cemevi de bizimdir. Hep birlikte Türk milletinin bir parçasıyız. Biriz, beraberiz, kardeşiz; büyük bir aileyiz. Kimse bizden, biz de birbirimizden dürüst ve sorumlu bir şekilde hareket etmemizi gereksinim duymalıyız. Kalleşlik yapanlar, kargaşaya neden olanlar ve bu durumu istismar edenler, Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-antilaik ve inanan-inanmayan ayrımına neden olanlar bu muazzam ailenin bir parçası olmaya layık değildirler.